Düşünceler
Bildiğiniz her şeyi unutun derler ya, Mısır’a giderken bildiğiniz her şeyi unutun, çünkü çok farklı bir deneyimle karşı karşıyasınız. Sevebilirsiniz de nefret de edebilirsiniz.
Kaba insanlardan ve yollara işeyenlerden size inanılmaz içten gülümseyenlere kadar geniş bir yelpazede insan var.
Koku is all around you beybi…
Memleket kokuyor, piramitler bölgesi ise iğrenç kokuyor. Atlar, develer, hatta Mısırlı arkadaşlar da her yere işeyip sıçıyorlar. Bu gayet normal sanırım. Taksici yolun kenarına çekmiş, arka kapıyı açmış, arkasına işiyordu, kimse de oha demedi. Yanda gördüğünüz dayı da sağa sola bakındı. Bir güzel ceketini çıkardı ve hacetini piramitlerde giderdi. İşeyenleri caydırsın diye Tahrir meydanına kameralar koymuşlar. Şaşırdınız mı, zannetmem!!! Ülke bok gibi kokuyor, ülke bok kokuyor. Her yerde çöpler… Neden böyle yaşar insanlar? İnsanlar rahatsız mı değil? Bu kokudan ve pislikten rahatsız olacaklar bence Mısır’a hiç gelmesin. Şikayet ediyor musun evet ama bunu bilerek gelmek lazım. Bu insanları böyle yaşadıkları için yargılamak ne derece doğru bilemiyorum, sonuçta bu orada yaşayanların seçimi. Belki de neden böyle bok içindesiniz diye sormak lazım. Bilemedim.
Bunlar konformistlere veya steril geziler arayanları zorlayabilir. Tekrar söylüyorum eleştirmiyorum, burası böyle.
Ancak asıl hoşuma gitmeyen nokta ise Türkiye’deki gibi seni yakaladıkları her fırsatta kazıklamaya çalışıyorlar. Her yerde her şekilde ve bunu sanki haklarıymış gibi gözünün içine baka baka yapıyorlar. Zorla bahşiş istiyor, bazen verdim, bazen de 1 lira 2 lira neyse vermedim yav.
Ulaşım
Taksimetre yoksa binme, taksiye binmeden önce gideceğin yeri haritada göster veya varsa fotoğrafını göster, biliyor musun diye sor, kafa sallarsa bir daha sor, bildiğinden emin olursan bin, ingilizce bilse bile seni kazıklamaya çalışacaktır. Yukarıda da söylediğim gibi biliyom biliyom diyen adam beni Kahire Kalesine götürürken bile 5 defa yoldaki taksicilere yol sordu. Bilinen yerler için (örneğin havaalanı) önceden pazarlık yap veya kesinlikle taksimetre açtır veya parayı göster OK derse bin. Ucuz ama yine de seni kazıklamaya çalışıyor. Uber var ama yine de dikkatli olmak lazım. Taksimetrenin üzerinde verilebilir. 20 yazdıysa 30 ver, 20 dediğin şey günün parasına göre 4,5 lira, 30 ise 7 lira. Seni öldürmez onları güldürür.
Arapça öğrenilmesi gereken iki şey var birincisi: “La-ah, şukran” yani “Hayır, teşekkür ederim”, bu işe yaramazsa ki genelde yaramayacak, yapışanlardan kurtulmak için ‘İstemiyorum, siktir giiiit’ in Arapçası, gerçi bunu henüz öğrenemedim. Kimseyi kırmaktan çekinme, taksiciye istemiyorum get lost diyorsun, gidiyor, 2 dakika sonra seni bulup kartını veriyor.
Israr ediyorlar, örneğin:
- Taksici: Taxi??
- Ben: No, thank you.
- Taksici: I’ll give you a good price.
- Ben: No, I don’t need a taxi.
- Bir dükkana giriyorum, çıkıyorum, taksici kapıda.
- Taksici: Are you ready sir?
- Ben: WTF!!!!
Bunda kimseyi simaen unutmamaları da büyük rol oynuyor.
Pazarlık
Pazarlık şart, söylediği fiyatın yarısını teklif et, eğer kabul ederlerse demek çok teklif etmişiz, tekrar yarısını teklif et. 200 EGP dediğine 100 verecektim, fiyat söylemediğim sadece ohaa, ooo, aaa gibi onomatopelerle bana fazla geldiğini belirttiğimden çok hızlı düşüşe geçti. 60’a aldım. Bu fiyat beni mutlu etti ama sanırım hala kazık yedim 🙂 Papirüsler Mısır Müzesinde 150 dışarıda 100 EGP. Pazarlık pazarlık, alınan fiyat 2’si 50. Adamın suratı asık, ucuza satmak zorunda kalmış gibi üzüntülü kızgın numarası yapıyor. Ertesi gün beni görünce napıyor: “Ooo, beni hatırladın mı, aynı fiyattan sana papirüs satayım”, ben: “İyi ver bakiim”.
Yiyecek İçecek
Yedikleriniz midenizi bozabilir, sağlam mideli ya da yatılı okul okumuş olmak lazım. Atıştırmalıklar fena değil ama zincir restoranlarda bile etkilenme riski var bence.
Hamur işlerini kesinlikle yemenizi tavsiye etmem, şekerli. Türk mutfağının yanında bunlarınki çok boktan. Çayı şekersiz içerseniz size garip bakıyorlar. “Nası la, çaya çeker koymadan nası içiyon”
Otelde verilen kahvaltı bir değişikti.
Bu arada yanda da etlerin sokakta nasıl satıldığını görebilirsiniz.
İletişim
Herkes senin nereli olduğunu merak etmiyor. “Where are you from, sir?” sorusunun amacı; nereli olduğunu anlayıp, senin dilinde bir şeyler söyleyince sanki onlarla artık kanki olacan zannetiklerinden.
Adam: Hello sir, how are you?
Ben (artık aynı sorulardan bıkmış bir halde): No, thank you.
Adam: Where are you from, sir?
Ben: No, thank you.
Adam (ısrarcı, illa öğrenmek istiyor): Where are you from?
Ben: Turkey?
Adam (sırıtarak): Ooo, Hasan Şaş, yavaş yavaş.
Ben: WTF!!!!
Ulen hepsi mi aynı şeyi söyler. Alman olduğumu söyleyeyim bakalım ne diyecekler dedim. Yine Alman olduğuma çok sevinip Guten Tag dedi. En iyisi bildikleri ama dilini bilmedikleri bir yerli olmak; Portekiz, Mozambik, vs. Bildiği bir kelime çıkmadığından ayarı bozulacak erör verecek.
Herkes seni ellemeye tokalaşmaya çalışıyor. Pis adamlar yaa… Tamam dünyanın en hijyen adamı sayılmam da pis biri de değilim ama burada pislikten nefret ettim, yiyeceklere dokunamıyorum, ağzımı bile şişe suyla çalkaladım.
Fotoğraf çektirmeyi seviyorlar, genci yaşlısı herkes seninle fotoğraf çektirmek istiyor. Özelliklle çocuklar. Öğrendikleri birkaç kelime İngilizceyi kullanmak istiyorlar. Çok mutlu oluyorlar. Önce biriyle çekiliyoruz, sonra diğeri bizi çekiyor, sonra hep birlikte selfi 🙂 Bazen cep telefonları çalışmıyor, beni beklettiği için üzülüyor, acele ediyor. Çok sevimliler. Beni çok mutlu eden anlardan.
Ülkede içki içmek yasak değil ama sonuçta müslüman bir ülke. Otellerin dışında bulmak çok kolay değil gibi geldi bana. Ülkeye girişte 4 litre, çıkışta ise sınırsız alkollü içecek hakkınız var. Türkiye’ye göre ucuz. Cep matarası taşımayın, her yerde X-Ray cihazı var, kabak gibi görünüyor. Şuraya koy vs diyorlar. Dechatlondan bir su şişesi alıp içine viski doldurmak iyi fikir.
Her tarafta Sisi fotoğrafı. Sisi sanırım Arapça’da Tayyip anlamına geliyor…
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sırt çantanıza su koyun. En az 2 büyük şişe olsun.
Cebinizde sürekli 20lik olsun. 10luk 20lik 50likle gezin. Herkes para istiyor, cebinizde 50yi görünce onu istiyor.
Tuvalette adam havlu diye yaşayan bir organizma uzattı. Havlu üzerindeki bakteriler parti veriyordu. Alma sakın.
Politika konuşma. You’ll never know.
Gitmeden Önce Yanınıza Almanız Gerekenler
Bu yazdıklarım hem yaz hem de kış için geçerli. Otelin havuz başında şöyle bir yazı vardı: Havuz yazın 09 AM – 06 PM arası, kışın ise 09 AM – 05 PM arası açıktır. Yani onların kışı da sıcak ve kurak. Yazları ise orta seviyeli bir fırın olduğu söyleniyor.
- Havlu, havuza girip serinlemek iyi fikir. Yaz, kış kesinlikle gerekiyor.
- Bozuk para
- Şapka
- SPF 50
- Güneş gözlüğü
- Tişört
- Dezenfektan (çook miktarda)
Bütçe
Ben 3 gece 4 gün kaldım. Rahat yedim içtim, hiç kısmadım. Toplam uçak hariç 200 dolar harcadım. Uçak da sağolsun Funda’nın THY kontenjanından mütevvellit, bedavadan halliceye geldi denilebilir. O nedenle 60 dolar uçak biletini ayrı tutarak:
Otel (2 x 2*, 1 x 5*): 90 dolar
Müzeler: 40 dolar
Yeme içme ulaşım vs: 70 dolar
Toplam (4 gün 3 gece): 200 dolar
Uçak dahil toplam: 260 dolar
Hülasa
Kahire’deyken bi daa geleni ziksinler diyorsun, dönünce Antik Mısırla ilgili kitaplar okumaya başlıyıp ulen gidip şu Nil Vadisini daha doğru dürüst gezeyim diyorsun.
Kahire ve Piramitler Bölgesi kesinlikle gezip görülmesi gereken bir yer. Ne demişler “Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz”. Kapatın gözünüzü şehrin içinde kaybolun ve piramitlerin azametinin sizi alıp götürmesine izin verin.
Trivia (Hiç gerekli olmayan ama arkadaş ortamlarında bak ben neler biliyom dedirtecek ıvır zıvır)
- Kleopatra Mısırlı değil Yunanlıydı. Mısır’ı yöneten hanedanlar bir çok farklı millet var.
- Piramitlerin yapıldığı tarih ile Kleopatra dönemi arasındaki süre, Kleopatra’dan bugüne kadar geçen süreden daha uzun. Yani Kleopatra günümüze daha yakın.
- Yukarı Mısır: Nil’in doğduğu yere daha yakın olan bölge yani Mısır’ın güneyi. Sembolleri: akbaba, adaçayı, lotus çiçeği.
- Aşağı Mısır: Nil’in doğduğu yere daha uzak olan bölge yani Mısır’ın Kuzeyi. Sembolleri: kobra, arı, papirüs.
- Doğu Mısır: Land of the Living: Yaşam bölgesi, evler, vb. Güneş her gün doğudan doğuyor, yaşam başlıyor.
- Batı Mısır: Land of the Dead: Tapınaklar, mezarlar, vb. Güneş her gün batıdan batıyor, yani ölüyor.